24 Şubat 2011 Perşembe

Göçebe Ayaklanma

Çiftçiler toprağa sahip olur ve onun üzerinde çalışırlar. Sahiplik ve çalışma çiftçilerin en temel aktiviteleridir. Göçebeler boş alan üzerinden geçer ve onu oyun yoluyla dönüştürür – hareket etmek ve oynamak göçebelerin en temel aktiviteleridirler.  Çiftçilerin alışkanlığa, ritüele, tutarlılığa ve birliğe ihtiyaçları vardır. Göçebeler alışkanlıkları kırar, dönüşür, düzensiz hareket eder, değişir. Çiftçiler düzeni tanrısallaştırır. Göçebeler kaos yaratır.
Çiftçilik çalışma etiğinin kökenidir, çünkü çiftçi yaşamı çiftçilik işi tarafından yaratılmış biridir. Çiftçi çiftlik işinin gereksinimleriyle çatışarak kendisi için hareket etme kabiliyeti yaratamaz. - yoksa, çiftlik çöker ve çiftçi kimliğini ve belki de yaşamını kaybeder.  Zaman - sabit ve standartlaştırılmış bir hareketin ölçüsü – çiftçi için zaruridir – uzaydaki hareketi uzayda bir hareket değildir – gerekli olmayarak – toprağın çalıştırılmasıdır. Ölçülmüş devir kuralına dayanmaktadır.
Göçebelik – en azından davranışta – otonomi için zaruridir. Sürekliliğin reddi..evin reddi. Alan ve zaman sosyal bağlamı oluşturan ilişkiler tarafından biçimsel olarak tahakküm altına alındığında, otonomi orada yok olmaktan ibarettir...Bu görülmezliğin sırrı daimi harekettir...Biçimsel tahakkümün fiili olmadığı...birinin otonom yaratıcılığıyla topluma meydan okuyan... tahakkümün hakiki güçlerinden önce kaybolan...yarıkları bulmak..meydan okumayı bastırabilir... hile dolu, riskli bir dans. Fiziksel hareket bu strateji için zorunlu değildir –mıhlanmış olmaktan kaçınmak için etiketlerden kurtulma alışkanlığı. Fakat fiziksel hareket birinin şansını arttırabilir. Birisi daha geniş bir zeminde dolaşır, radikal kırılmalar, yeni kırılmaların keşfi ve vahşi oyun için daha geniş olasılıklar...Böyle gezginler bağlamı içerisinde, kalıcı kendi kendini köleleştirme alanları " göçebe ayaklanmasının faydaları için altüst edilmiş olması için sosyal bağlamın görünüşleri haline gelmektedir. Otonomi için hiçbir detaylı proje yoktur.
Yerleşik alanlar ve yerleşik yaşamlar bana çok fazla yabancı geliyor.  Çoğu yerde ve çoğu yaşamlarda çok fazla düzenlenmiş bir şey var. Onlar beni deli ediyor – hepsini çöpe atmak istiyorum. Bu yüzden, bunu gerçekten kıran her bireye değer veriyorum ve bu yüzden çok fazla yerleşik hissettiğimde endişeleniyorum. Ait olmadığımı hissetmeye başlıyorum – sonra aidiyet kavramının absürd olduğunu hatırlıyorum. Doyana kadar her yerin içerisinden kendi kendime geçebileceğim bir yere dönüştürmeye ihtiyacım var.
Sakat götlü insanlarla Ayaklanma projelerini gerçekleştirmekten kaçınmamın nedenlerinden birisi......şu ki eleştirel yeteneğiniz kendi ahmaklıklarını işaret ederek boşa gitmektedir. En iyisi aptalları önemsememek ve tüm eski ideolojilere bulaşmamış olanlarla birlikte projeler yaratmaktır. O zaman eleştirel yeteneğimizi karşılıklı ilişkilerimizi ve gündelik hayatımızı dönüştürerek ve bunları yapmak için yok etmemiz gereken toplumun farkındalığına vararak kendimizi isyankarlar olarak yaratmaya yönlendirebiliriz. Kendi eleştirel yeteneğimizi kolay hedeflere karşı kullanmak onları köreltebilir. Arzuladığımız yaşamı yaratmak için savaşta otoriteyle bunları kullanmak onları daha da keskinleştirir. Zulüm gereklidir.
İsyankar yasa-dışılık suç olarak algılanmamalıdır. Evet, isyankar kanun kaçağı suç işlemez ve bazı çevresel yeraltı dünyası bağlantılarına sahip olabilir...Fakat profesyonel suçlular yaşamak için suç işlerler, oysa ki isyankar kanun kaçağı bilinçli olarak toplumun törelerinin, yasalarının ve görgülerin altını kazımaya çalışmaktadır. Zeki suçlunun yasa uygulayıcıları arasında dostları olacaktır, çünkü bu iyi bir iştir; isyankar kanun kaçağı bu gibi bağlantılardan kaçınacaktır, çünkü onun arzusu hiçbir yasayı tanımayan bir yaşam yaratmaktır...Yasa uygulayıcılarla her hangi bir bağlantı böyle bir yaşamı tehlikeye atar. Ahlaki bir prensibe dayanarak yasayı reddeden kanun kaçakları da mevcuttur – genelde “anarşi”nin, “özgürlük”ün veya “bireysellik”in soyut kavramı . Fakat bu kanun kaçakları devlet yasalarıyla ahlak yasalarının yerlerini değiştirmeyi isterler. İsyankar kanun kaçağı ahlaksızdır – o yasayı her biçimiyle reddeder, çünkü yasa yaşamını sınırlar ve olasılıklarını kısıtlar. İsyankar bir kanun kaçağı çalınmış bir şeyi yok edebilir, kara pazara satabilir, saklayabilir veya arkadaşlar arasında paylaşabilir. Bir bankayı soyabilir ve bir proje için para kullanabilir, arkadaşlar için çarçur edebilir, yolculuğa çıkabilir veya paraları yakabilir. Fakat ahlakçı kanun kaçakları kendi seçilmiş nedenleri için tüm çalınmış şeyleri kullanmayı zorunlu hissedecektir.
Profesyonel suçlular kanun kaçakları değildirler. Onlar yasalarla dans eder ve onları kendi sonlarına büker. Onlar yasaları itaatsizlik anlamında değil, ekonomik nedenlerden dolayı kırarlar. Kendi alt kültürleri içerisinde, kendilerinin işlettikleri güya yasaları ve metotları vardır. Ama kendi yasa-dışı meslekleri bir çok yasal işten daha iyidir çünkü onlar riskin elementlerini ihtiva ederler: öfkenin üstesinden gelmenin heyecanı. Kurulu bağlantılar oluşturmak için bir yerde kalmak profesyonel suçlu için akıllıcadır. Fakat ya isyankar kanun kaçağı için? Hayır, bir yerde uzun zaman durmak mı? Asla...İsyankar kanun kaçağı suçlu alt kültürüne ana akım kültürden veya alternatif alt kültürden daha fazla entegre olmak istemez.
İsyankar kanun kaçağı topluma karşı bilinçli olarak kendi yaratıcılığının gücünü arttırmaya çalışır. Bunu yapma yeteneği akıl, cesaret ve görünmez hale gelme kabiliyeti ister. Bu yüzden isyankar kanun kaçağı çoğu kez avareler gibi yaşar – geçer gider, ama asla yerleşik hayata geçmez ve tanımlanamaz. Yaşamları, topluma karşı yasa-dışı aktiviteleri kadar birer saldırıdır da.
Feral Faun
Çeviri: u.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder